2017 yılında “Yılın En İyi Kitabı” ve 2017 – 2019’da da birçok kez “Şifalı Taşlar ve Bioenerji Uzmanı” ödülünü kazanan Şifalı Taşlar ve Bioenerji Uzmanı Belgin Dal, akik taşını anlattı. Bu taşın Osmanlı döneminde de kullanıldığını işaret eden uzman isim, akiğin cilt hastalıklarına ve alerjiye iyi geldiğini belirtti.
OSMANLI DÖNEMİNDE BEREKET TAŞI OLARAK KULLANILDI
Birçok rengi bulunan akik taşı için uzman isim şu ifadelere yer verdi: ”Muhtelif renkli ince ve yuvarlak halkalardan oluşan bir kalsedon türü. Tabakaların dizilişine göre özel isimler alır. Sert ve renkli kısımları saydam olmamasına rağmen ışık geçiren bir yapısı vardır. Akik taşı toplum da Peygamber efendimizin mührü ve taşımak sünnettir diye bilinmektedir. Osmanlılar da da bereket taşı olarak kullanılmakta idi.”
”CİLT HASTALIĞINA VE ALERJİYE İYİ GELİR”
Şifalı Taşlar ve Bioenerji Uzmanı Belgin Dal, sözlerini şu şekilde sürdürdü: ”Akik taşının temizliği sertlik derecesi 7 olduğu için suya tutulabilir. Mineral değerinden dolayı kullanıyor isek mutlaka bir gece toprağın içinde bekletmeliyiz. Deri gözeneği açık olduğu için taştaki moleküllerden dolayı mineraller bedenin içine geçer. Bundan dolayı taşları bilinçsiz kullanamayız. Akik taşı tansiyona iyi gelir diye bilinmektedir. Oysa ki kan basıncını yükselten bir taştır. Yüksek tansiyonlu olanlar ve taşikardi problemi olanlar bu taşı kullanamazlar. Pıhtılaşmayı sağlayan özelliğinden dolayı kanamayı durdurur. Hatta burundaki kılcal damarlardaki çatlaklar için işlenmemiş bir akik taşını bir bardak suda bekleterek burun içine su çektirilirse kanamayı durduracaktır. Osmanlı tıbbında Cevahirname adlı kitapta diş eti çekilmeleri ve kanamalarında akik taşının toz haline getirilerek kullanıldığı belirtilmiştir. Cilt hastalıklarına ve alerjiye iyi gelmektedir. Yanıklara iyi gelir. Yanık izi kalmaz. Hamile bayanlara da anne ve bebek sağlığına da iyi gelmektedir. Taşlar tıp değildir. Bitkiler gibi minerallerin den destek alınmaktadır.”
